Dijital Dünyada Sanat ve Tasarım

Mağara resimlerinden günümüz sanatına kadar olan dönemde sanat ve sanat felsefesinin nasıl dönüştüğü, toplumların tarihsel, sosyolojik ve kültürel dönüşümleriyle geldiği son nokta olan dijital sanatı konuşalım…

Özge Mardi
3 min readDec 28, 2021

Günümüze kadar döneminin üslubunu taklit eden sanat, bu güne kadar kültür, teknoloji ve bilim ile beraber ilerledi. Peki bugün ne oldu da farklı araç ve yöntemlerle karşımıza çıktı?

Geleneksel olarak sanatçının dışavurum aracı olarak kullandığı resim, özgün baskı, heykel, fotoğraf yeni iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla bilgi akış yönünü değiştirerek bu sanat dalları yerini ağ sanatı, sanal gerçeklik, yazılım sanatı gibi bilgisayarlı ortamlarda geliştirilen sanatlara bıraktı.

İşte bu nokta da günümüz sanat ürünlerinin proje olarak adlandırılması bu durumu özetler niteliktedir.

Peki ne oldu da geleneksel yöntemlere de birden sıçama gerçekleştirerek dijital olanı ifade aracı olarak kullanmaya başladık. Gelin kısaca şöyle açıklamayım.

İlk önce Fotoğraf makinesinin ortaya çıkışı sanat tarihinde bir kırılma noktası oldu. Dönemin sanatçıları yeni arayışlara yönelerek; anı yakalama, ışık ve yansımalarını görüntüleme gibi isteklerini dışa vurum olarak fotoğrafı kullanmaya başladı.

Fotoğrafçılığın kurucusu Fransız mucit Joseph Nicephore Niaepce’dir.

Yukarıda gördüğünüz siyah-beyaz görüntü de 1826’da (ya da 1827’de) Niepce’nin evinin penceresinden (yaklaşık 8 saatte) çektiği, dünyanın ilk fotoğrafıdır: Le Gras’ta Pencere Manzarası

Ardından tasarım ve eserlerimde etkilendiğim Bauhaus Sanat ekolü sonrası seri üretim ile değişen ve gelişen “tasarım” kavramı günümüz tüketim malzemelerinin temelini oluşturdu.

Sanat ve teknoloji modern dönemin sonu, postmodern döneme geçişin başlangıcı kabul edilen ve ilk Londra’da ortaya çıkan Pop Sanat, fotografik imgenin etkileşimiyle doğdu. işte bu 3 gelişme günümüz dijital eserlerinin oluşmasındaki yapı taşlarıdır.

Dijitalleşme ile beraber sanatın sunulması, dağıtılması ve tüketimi klasik anlamda tümden ortadan kalktı. Ne mi oldu? Sanat, teknoloji ile melezleştiği için sanat nesnesi tamamen dijital imgelerle mümkün hale geldi. Sanat üreticileri ise farklı disiplinleri bir araya getirerek kolektif çalışmalar ortaya koymaya başladı.

İzleyici ise artık teknoloji kullanıcısı olarak, belli bir teknik altyapıya sahip, eserin bir parçasıi haline geldi. Onunla etkileşime girdi. Saat nesnesinden farklı hazlar almaya başladı.

Dijital sanat ve bilgisayar teknolojisinin ulaştığı son nokta olan yapay zeka ile yapılan sanat, insan ve makine algısındaki evrim, yeni estetik anlayış konuları çalışmanın son bölümünde incelenmiştir. Günümüz imaj dünyası Türkiye’de çalışmalarını sergileyen yeni medya sanatçılarının görüşleri doğrultusunda tartışılacaktır. Burada yapay zeka kullandığı sanat eserleriyle en güzel örnek vereceğim; Türk sanatçı Refik Anadol.

https://www.youtube.com/watch?v=5JSBv3iJ-bU

İlk teknolojik interaktif elbiseyi tarlayan Birce Özkan’ın elbisesi ise sanat eserimi? Moda mı? Ürün tasarımımı nedir? diye sorgulatır nitelikte.

https://www.youtube.com/watch?v=oV84--ecwqY

Son olarak yapay zeka sanat eseri üretebilir mi?

Yapay zekâ ile üretilen sanat eserlerinin başlangıcı ressam Harold Cohen’e dayandırılıyor. 1973'te Cohen kendi öğrettiği bir dizi kuralı uygulayarak çizimler oluşturabilen bir program yazdı ve bu çizim programına AARON adını verdi. AARON kendi başına çizim yapabilen ilk bilgisayar programıydı. Cohen, icadını yıllar içinde geliştirdi. Hatta Cohen, AARON sayesinde, öldükten sonra bile sergilenecek düzeyde ürün ortaya koyabilecek ilk ressam olacağını iddia ediyordu. Ancak hem teknoloji dünyasının hem de sanat dünyasının beklentisi daha “bağımsız” çalışabilen ve “kendi” eserlerini ortaya koyabilen bir makinenin icadıydı.

Yapay zekânın sanatçı olabilmesi için kendisine öğretilen kuralları uygulaması değil, binlerce resmi ve çizimi inceleyerek sanat estetiğini öğrenmesi gerekiyordu. Böylece edindiği estetik algısıyla yeni ürünler ortaya koyabilirdi.

2018'de GAN algoritmasını kullanan yapay zekânın yaptığı “Edmond de Belamy’nin Portresi” adlı çalışmanın New York’ta bulunan Christie’s Açık Artırma Evi’nde 432.000 dolara alıcı bulması, yapay zekâ ile oluşturulan sanat eserlerini dikkatlerin odağına çekti.

Edmond de Belamy’nin Portresi

Sonuç olarak Sanatın amacı sınırları aşmak olduğuna göre sizce sanat ve tasarım nereye gidiyor?

Eğer yazımı beğendiyseniz alkış kısmına basıp bana destek olabilirsiniz. 50 kez alkış yapabileceğinizi biliyor muydunuz?

instagram

Web Sitem

videmy.com

Youtube

--

--

No responses yet