Özge Mardi
8 min readNov 7, 2020

Özge MARDİ BAYAR

Otobiyografi

İzmir’de doğdum. İlkokul yıllarımda çok sessiz ve sisteme ayak uyduramayan bir çocukluk geçirdim. Ortaokula geldiğimde resim derslerim dışındaki tüm derslere isteksizdim. Ta ki babamın orta okul 2. sınıfta karnemi almaya gitmesi ve müdür yardımcısıyla lisede ne yapalım konusunu açması sonrasında. Hakkıımda meslek lisesine gitmemin doğru seçim olduğuna karar verildi.

Oturduğumuz evin yakınında Göztepe Meslek Lisesini araştırdık ve ben bilgisayar bölümünü istiyordum. Notlarım sınırda olduğu için Anadolu meslek lisesi bölümünde olan bilgisayar bölümüne kabul edilmedim. Derken Grafik bölümünün olduğunu öğrendim ve yetenek sınavı ile bu bölüme öğrenci alındığını duyduğumda ne kadar çok sevindiğimi hala hatırlıyorum. O yaşa kadar tüm kitaplarımın kenarlarındaki boşluklar karakter çizimleri ve karalamalarla doluydu, aslında animasyon, çizgi film gibi bişiler yapmayı istiyordum. Grafik tasarım da animasyona yakın bir bölümdü ve sınavı kazanmayı herşeyden çok istemiştim. Bu arada babamın asker arkadaşı Gürol amca ve eşi de 1980 li yıllardan beri Grafiker olarak çalışıyordu, onlara gidip geldikçe Raks gibi firmalara yaptıkları tasarımlara hayranlıkla bakıyordum. Hatta ilk mac bilgisayarı 1990 lı yılların başında onların evinde görmüş ve kullanmıştım. Kısacası grafik tasarımın ne olduğunu çok iyi biliyordum.

Yıl 1994 İzmir Göztepe Meslek Lisesi Grafik Tasarım Bölümü Yetenek Sınavında çay bardağı tutan bir eli hayalimizden karakalem. çizmemiz istendi. 2. aşamada ise 20x20 cm bir kare içerisie geometrik fotmlar kullanarak desen tasarlamamız. Bugün bile çizdiklerimi hatırlıyorum. o güne kadar hiç el çizmemiştim, ama sınavda muhteşem bir el çizdiğimi söyleyebilirim. o sınavı birincilikle kazandım. Hayatımın değişeceğini, aldığım nefesin ötesine geçebilecek bir kariyerim olacağını bilmiyordum. Üç yıl sonra son sınıftayım, o zamanlar Ege Bölgesinde yüksek tirajla satılan GazeteEge’de reklam departmanında staj yapıyorum, şu anda İzmir Yaşar Üniversitesi dekanlığı olan eski taş bina. Meslek lisesinde olduğumdan haftanın 3 gününü orda geçiriyor geriye kalan 2 gün ise okula gidiyordum. Staj dediğim de öyle üniversite stajı gibi bir ay, iki ay değil tam 8 ay sürdü. İlk birkaç ay imaj bank kataloğundan görsel aramakla ve diğer gazetelerdeki basın ilanlarını taramakla geçti. Öyle ki tüm gazetelerde çıkan ilanları tanıyıp, çözümler hale gelmiştim. Hangi reklam ajansları hangi firmalarla çalışıyor ve tasarıma yaklaşım biçimleri nasıl? Daha sonra tasarım aşamasını müşteri temsilcisinden grafik tasarımcının önüne gelene kadarki evreyi takip etmekle geçti. İş geliyor, görsel yönetmen, metin yazarı ve tasarımcılar birlikte toplantı yapılıyor, çizimler taslaklar hazırlanıyor. Bu evre hep sus pus oturduğum bir dönemdi.

O zamana kadar hiç bilgisayarda tasarım yapmamıştım. Okulda her türlü tasarımı elimizle rapido ve guaj boyalarla yapardık. İlk macintosh bilgisayarla tanışmam bu dönemde oldu, photoshop henüz 3.0 ve freehand de hala aldus da idi fakat biz freehand yerine Quark X press vardı ve gazetenin sayfalarını onunla hazırlardık, Photoshop’ta da renkli ilanları hazırlardık. Kendime ait bir bilgisayar olmadığı için grafik tasarımcı abla ve abiler ya da art direktör yerinden kalkar kalkmaz bilgisayarının başına geçiyordum. sonra bana da bir bilgisayar verdiler, eskiydi ama olsun. Neyse ki tasarım yapmaya başlamıştım. İlk önce gazetede seri ilanlar bölümünde çıkan çerçeveli ilanları tasarlıyordum. Sadece siyah beyaz ve tipografiden oluşuyordu bu tasarımlar. İlk aşamayı geçmiştim, tipografik anlamda çözümlemiştim ki ilk renkli ilanım geldi, çeyrek sayfa renkli bir tasarım, o kadar çok uğraştım ki bu tasarım üzerinde toplantılara bile girmeyip hatta yemeğe bile gitmemiştim. En iyisini yapmalıydım. Tasarım bittikten ve onaylandıktan sonra sayfaya çaktım (yerleştirdim). Ertesi günü sabırsızlıkla beklediğimi hiç unutmuyorum. Böylelikle ilk tasarımımı da yapmış oldum. Sekizinci ayın sonunda stajım bitmeye yaklaşmıştı ki, toplantıda benimle onlarla kalıp çalışmaya jr grafik tasarımcı olarak devam etmemi istediler. Ama benim hedefim üniversite eğitimi almak olduğu için, desen eğitimime devam ederek yaz aylarında yetenek sınavlarına hazırlanacağımı söyleyerek gazeteden ayrılmıştım.

Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim Öğretmenliği Anabilim Dalı, Grafik Tasarım Bölümü Yetenek Sınavlarına girdim. Sınav 2 aşamalıydı. İlk aşamada desen yani canlı model çizimi baraj sınavıydı. Bu aşamayı geçmemle birlikte 2. sınav olan imgesel tasarım sınavına girdim. Ösym sınavında aldığım puan çok düşük olması nedeniyle, yetenek sınavındaki notum en üstlerde olmasına rağmen sınavı sonran 4 üncü olarak kazandım. İlk sınıfım Ressam olan hocamız Fahri Sever Atölyesindeydim. Temel sanat eğitimi ile birlikte Desen derslerimize Ressam ve sanatçı Emine Halıçınarlı atölyesinde devam ettim. 2. yıl Grafik Tasarım Ana Sanat Dalı eğitimlerimiz başladı. Grafik ve Baskı Resim Sanatçısı Mehmet Fırıncı Atölyesinde Piktogram, Logo tasarımı, kurumsal kimlik tasarımı, illüstrasyon vb. konularda Temel grafik tasarım eğitimi aldım. Bu eğitimle birlikte Ressam Fahri Sümer Atölyesinde Seçmeli Resim Eğitimlerinde resim yapıyordum. Ders olmadığı zamanlarda canlı modelden desen ve farklı tekniklerde çalışmalar yapıyordum. 3. sınıfta Grafik Tasarım ve Baskı Resim sanatçısı Arif Ziya Tunç Atölyesinde çalışmaya başladım. Grafik Tasarım uygulamaları ve Baskı resim üzerine çalışmalara devam ettim. 4. sınıfla birlikte Heykeltraş Mustafa Keysan Atölyesinde Temel heykel eğitimi ile 3 boyutlu çalışmalar yaptım. Üniversite yıllarımda danıştığım ve tasarımcı olma yolunda ilerlerken hayatıma dokunan sanatçı hocalarım Heykeltraş Yaşar Ali Güneş, Grafik ve Baskı Resim Sanatçısı Sabire Susuz, Grafik Tasarım Sanatçısı Yüksel Uslay, İllüstrasyon Sanatçısı Mehmet İleri, Yurdakul Sezen, İlhami Ercivan’a teşekkürler.

Üniversite eğitimle birlikte yayınevlerinde kitap kapağı, kitap tasarımı ve illüstrasyonlar çizmeye başladım, özellikle de çocuk kitapları illüstrasyonları çizerek oldukça iyi bir gelir elde ediyordum. Öğretmenlerim ve arkadaşlarımla haftada en az bir sergide geziyorduk. Sergilenen eserler ayrı bir okul gibi bizi eğitiyordu. Hem eğleniyor, sosyalleşiyor hem de değerli sanatçı ve sanat eserleriyle tanışma fırsatımız oluyordu.

Son sınıfa geldiğimde Yüksek Lisans okumak istediğimi aileme tekrar hatırlattım. Yüksek Lisans Sınavı için hazırladığım portfolyo, sınav jürisi olan Bedri Karayağmurlar ve Turan Enginoğlu hocalarımız tarafından beğenilmişti. Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Grafik Ana Sanat Dalı’na yüksek lisans eğitime başladım. Bir yandan da Tudem yayınlarında olarak yarı zamanlı çalışıyor, DEU yabancı diller yüksek okulunda hazırlığa devam ediyordum. Derken Reta Ajans’ta yarı zamanlı Grafik Tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Hazırlık sınavını geçince de, ajans başkanı tam zamanlı tasarımcı olmayı teklif etti, ancak o zamanlar İzmir’de ünlü ve dünyaca tasarım ödüllü bir ajans olan Eromedya’ya tasarımcı olarak kabul edilmiştim. Bu bol ödüllü ajansta işler istediğim gibi gitmedi çünkü ajans kapanmak üzereydi, bende tekrar Reta Ajans’ın kapısını çaldım, Matbaa ve ajans bir arada olan bir kurumdu. Bu açıdan sektöre geçişim hızlı oldu. Tasarımdan baskıya geçiş sürecinde pek çok deneme yapma fırsatım oldu. Farklı katlama çeşitleri, renk denemeleri ve özel baskı yöntemleri üzerine çalışmalar yaptım. Bu arada yüksek lisans eğitimim devam ediyordu. İkinci yılımda Dünyaca ünlü sanat fesefecisi İhsan Turgut hocadan “Art of Philosophy” gibi derslerde sanat üzerine bilimsel araştırmalar yapıyordum. Bedri Hocanın yönetttiği Sanat Eleştirileri ve Yorum dersinde, sanat eserinin değeri, bilginin değeri gibi toplumsal ve sanatsal alanlarda makaleler yazıyordum. Derken yüksek lisansta 3. son yıl için tez konumu belirlemiştim. Tudem yayınlarında çizdiğim sırada, İllüstrasyon ve Karikatür Sanatçısı Mümin Durmaz’ın yaptığı eleştirilerde, bir çocuk kitapları çizerinin ve kitaptaki karakterlerin toplumun geleceğini nasıl etkileyeceğine dair söylemler işittim. İşte bu konuşmalar benim çıkış noktam oldu. ve “Çocuk Kitapları Resimlemede Karakter Yaratma” ismli tezi yazmaya karar verdim. verdim ama bir yandan çalışma hayatı, diğer yadan yüksek lisans çok zor idare ediyorum. ilk yıl tezi tamamlayamadığım için ünversiteden bir dönem uzatma istemiştim Ailemle konuşup işi bıraktım ve tezi yazmaya başladım. Bir sonraki dönem de tarihlerle iligli bir sorun yaşadım ve derken benim yüksek lisans 4. yılında tamamladı. Neyse ki Yüksek Öğretmen cübbesini giydim. Sonra hemen Reta Ajans’a döndüm. Derken İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulunda yardımcı eğitmen olarak hocamdan teklif aldım. haftada 1 gün üniversitede ders vermek için ajanstan izin aldım. Çok kısa süre sonra’da TRT’nin açmış olduğu Logo Tasarım yarışmasında 1. oldum. ve kariyerimin farklı bir yöne gitmesine neden olan teklif geldi. TRT’de canlı yayında Photoshop anlatacaktım. Tabi öyle kolay olmadı. TRT Bilişim Rüzgarı programının yönetmeni Hakan Aybar, yayına çıkar mısın? dediğinde tepkimi ve heyecanımı ölçmüş, canlı yayına çıkabilecek kadar soğukkanlı mıyım diye beni test etmiş farkettirmeden. Teklifi kabul edince, bir sonraki hafta canlı yayındayım, Program içeriğinde “Photoshop Magazin” dergisini tanıtımıyla başlayıp, ardından Photoshop araçları ve menüleri ile devam eden 5 dakikalık bir süre yayın akışındayım. Bir sonraki yayına çıkamama riski ile TRT 1 ve TRT 2 de 42 canlı yayına katıldım. Reta Ajans kapandığı için işten ayrıldım. üniversitede ders vermeye devam ediyordum. İzmir Hilton Oteli içinde Toprak Ajans’da iş buldum. Ancak kurulum aşamasında bir ajans olduğu için yavaş işleyen bir süreçle karşılaştım ve 3 hafta çalıştım. Bu sürede internet üzerinde “forum” lar çok popülerdi, Bilişim Rüzgar’ına ait forumdada tüm dünyadan gelen mesajları cevaplıyor, tasarım üzerine yazılar yazıyor, Freelance tasarım işleri ile ilgileniyordum. Ve Doktora’ya hazırlanıyordum. Derken bir eğitim seminerine davet edildim. Adobe ile ilgili bir forumda yöneticilik yapan, tasarım ve programlarda iş akışını bilen hocaları katılıyordu. Ege üniversitesinde düzenlenecek bu seminere katıldım ve bilin bakalım kiminle karşılaştım. Eğitimi organize eden ve forumun Indesign programı ile ilgili sorumlusu aşkım Kadir Bayar. Onunda hayat hikayesini okuduğunuzda çok farklı bir kariyer çizdiğini alaylı olarak tasarımcı olduğunu ve iyi bir tasarım eğitimi almış olmama rağmen kendisinden tasarıma ve iş sürelerine çok farklı bir bakış açısı ile bakmayı öğrendim.

2007 yılında “Vectorel Studio” ismini alarak Kadir’in sahip olduğu ajansa yeni bir vizyon ekledik. 2008 yılı Ağustos ayında da evlendik. Pek çok tasarım işi yaptık. Adobe programları ve tasarımda iş akışı konusunda zirve yaptık. O denemde Sanat Yönetmeni olarak çalışmaya başladım.

O dönemde yeni popüler olmaya başlayan online dergiler vardı işte Türkiye’de BAK dergisi vardı birde bizim hazırladığımız “VS Magazin”. Çok emek harcayarak tüm dünyadan makaleler ve röportajlar yaptığım online dergi, tıpkı gerçek bir dergi gibi sayfaları çevrilerek ekran üzerinden okunabiliyordu. 18 sayı çıkarttığımız dergi 2 yıl boyunca yayınlandı ve en son sayısı Türkçe — İngilizce olarak yayınlandı.

Derken 2009 yılında Dokuz Eylül üniversitesi BEF Resim iş ABD Grafik Anasanat Dalında mezun olduğum atölyede Öğretim görevlisi olarak Grafik Tasarım derslerini yönetmem istendi. 3 yıl öğretim görevlisi olarak pek çok öğrenciye Grafik Tasarım ve fotoğraf eğitimleri verdim. Sonrasında 2011 yılında “Atölye İzmir” markası ile tasarım eğitimleri vermeye başladık.

Bu dönemde yazdığım “Photoshop” kitabı ve eşim Kadir Bayar ile yazdığımız “Dijital Fotoğrafçılık” kitapları çok satanlar listesine girdi ve devamında Fotolia (stok görsel tedarik sitesi), Adobe’nin sponsorluğu Eğitmenlik ve Adobe ACP Ünvanının verilmesi.

2012 yılında online eğitim platformu vsakademi.com daha sonra adını videmy.com olarak değiştirdik. Şu an halen videmy.com üzerinden uzaktan grafik tasarım eğitimlerimiz devam etmekte.

Tüm Grafikerler Dayanışma Derneğinin Hocamız Faruk Çağla yönetiminde kurulması, yönetim kuruluna seçilmem, grafik Tasarım mesleğinin değer bulması için çalışmalarda bulunmam, ardı ardına gelen güzel gelişmeler devamında 2014 yılının Kasım ayında Ece Reyhan’ı kucağımıza almamız ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümünde Öğretim Görevlisi olmamla devam etti. Bu bölümde neredeyse tüm dersleri sektör profesyoneli olarak katılan Kadir bayar ile 3 yıl boyunca yönettik. 2017 yılında aynı üniversitede Mimarlık fakültesinde İç Mimar ve Endüstriyel Tasarım Bölümlerinin ortak dersleri olan Tasarımda sunum ve görselleştirme teknikleri ile ilgili dersleri yönettim. Lise yıllarından dan beri Grafik tasarımla birlikte yürüttüğüm ve size daha önce hiç bahsetmediğim bir hobim vardı, moda. Küçük yaşlardan beri kendi kıyafetlerimi dikip giyerken sadece hobi olduğunu düşündüğüm bu alan aslında grafik tasarımla ne kadar yakınmış. 2012 yılında İtalya’da dünya çapında bir ünviersite olan

Marangoni’ye moda tasarım bölümüne hazırladığım öğrencimin kabulü ile başladı. Ardından kardeşim Özgenç Mardi’nin Moda tasarımcısı eşi Sinem Mardi ile evlenmesi ve kariyer basamaklarında Grafik Tasarım ve Moda tasarım olarak devam etmemi sağladı. Tüm bu süreçte usta — çırak ilişkisiyle tasarımcılar yetiştirmeye MEB belgeli eğitimlerle Atölye İzmir’de devam ediyorum.

Son olarak yazdığım “Grafik Tasarım Rehberi” kitabıyla birlikte Grafik tasarımcı adaylarına yol göstermeye devam ediyorum.

No responses yet